Page 65 - OPT-ŞUBAT-2020
P. 65

yetiştiriciliği yapyorlar.
                Yerleşik düzene geçenler
                ise genellikle şehirlerin
                dşndaki mahallelerde
                yaşyorlar. İslamiyet öncesi
                sadece ruhlarn varlğna
                inanan bir inanç biçimi
                olan “Animizm” inanc
                yaygn iken, artk neredeyse
                tamam Müslüman olarak
                yaşamlarn sürdürüyor.
                Doğrusu, daha sonralar
                gitme olanağ bulduğum
                Kuzey kutbunda Ren geyiği
                yetiştirerek yaşamlarn
                sürdüren Sami topluluğunun
                da Animist olduğunu
                öğrendiğimde oldukça
                şaşrmştm.
                  Berberiler, tarih boyunca Roma, Kartaca            büyük kapsndan içeri girerek darack
                ve Fenikelilerden oldukça etkilenerek bu             sokaklarn admlamaya başlyoruz. İstanbul,
                gün kullandklar, İbraniceye benzer bir             Tahtakale’deyiz sanki. Tipik bir Doğu kenti
                dil ortaya çkarmşlar. Yedinci yüzyldan            görünümündeki bir Medina buras. Hal
                itibaren İslamiyeti seçen bu halkn, Arap            tüccarlar, kuyumcular, esans satclar, turist
                Bahar’na kadar otlaklar ve toprak üzerinde          avlamaya çalşan hanutçular ile cvl cvl
                özel mülkiyet olmadğ için kura ile dağtlan       bir çarş buras. Neredeyse bütün öğleden
                topraklar sra ile kullanabilmekteymişler.          sonray Medina’da sokaklarn ve güzel Tunus
                Daha düne kadar “Fallahin” dedikleri topraksz       kaplarnn fotoğraflarn çekerek geçiriyoruz.
                Berberiler ise başkalarnn topraklarn               Sokaklara yaylmş turist avclar sürekli
                yüzde yirmi karşlğ ekip biçerek geçinmeye         önümüzü kesiyor ve teras var, teras var
                çalşyorlarmş.                                     diyerek bizi dükkânlarna çekmeye çalşyor.

                  1571 ylndan 1881 ylna kadar, üç yüz            İçlerinden birine, “Ne var bu terasta?” diye
                on yl Osmanl idaresinde kalan Tunus’ta,            soruyorum. “Şehre tepeden bakacaksnz,”
                Osmanl izi bulmak                                   diyor. Peki deyip, peşine düşüyoruz. Tunus
                için oldukça fazla çaba
                harcamanz gerekiyor.
                Gelgelelim, krk yl kadar
                Fransz idaresinde kalan bu
                ülkede sokak tabelalarna
                kadar her şeyin Franszca
                olmas ilginç. Aramama
                rağmen Türkçe bilen birini
                bulamazken, çöldeki çoban,
                şehirlerdeki dilenci bile
                Franszca konuşabiliyor.
                  Şehirlerin kalbi, düşman
                saldrlarndan korunmak
                için etraf surlarla çevrili
                Medina denilen merkezlerde
                atyor. Neredeyse Tunus’un
                her şehrinde böyle bir
                Medina var. Tunus şehrinin
                merkezindeki Medina’nn


                                                                                                                       65 65
                                                                                       Ocak 2020 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
                                                                                                      OPTİSYENİN SESİ
                                                                                       Şubat 2020  OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ 163
                                                                                           Ağustos 2012
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70