Page 62 - OPT-ŞUBAT-2020
P. 62

YOLNAME











                                                                    yolculuğu yapan kişiye özgür olduğunu

                Üzerinde yaşadğmz dünyann size düşen            hissettirmektedir.                                                          Birkaç cümleyle Tunus...

                parçasnn, yani yaşadğnz bölümünün üzerini

                örten bir kubbe düşünün. Kubbenin çap                İstanbul Atatürk Havaliman’ndan bindiğimiz                               Bat ile Doğu kültürlerini harmanlamş, Arap ve kuzey Afrika halklarnn karşm egzotik

                yaşadğnz ülke, il, ilçe, mahalle veya sokak      Türk Hava Yollar uçağnn havalandğ andan                                bir ülkedeyiz. On milyon alt yüz bin nüfusu var. Bin iki yüz kilometre uzunluğundaki sahil

                ile snrl olacaktr. Her birimizin dünyas,       itibaren kafamn içinde uçuşan bu fikirlerle                                şeridi turizm için önemli bir kap açmş. Nüfusun yüzde doksan sekizi Arap, yüzde birden

                gidebildiğimiz mesafelerle belirlenmektedir.        Tunus Cumhuriyeti’nin başkenti Tunus’taki                                   biraz fazlas da Batllarn “Barbar” kelimesinden üreterek isim haline getirdikleri “Berberi”

                Ne yazk ki “Orada bir köy var uzakta” diye         Kartaca (Carthage) Havaalan’na iniyoruz.                                   topluluğu.

                başlayan çocuk şarksndaki gibi olmuyor.           Aylardan şubat. İstanbul, oldukça soğuk ve her

                Gitmediğimiz, görmediğimiz köy bizim                şeyin gri göründüğü günlerinden birini daha

                dünyamz genişletmiyor. Başrolünde ünlü            yaşyordu.

                oyuncu Jim Carrey’in oynadğ “The Truman             Vize olmadğ için ülkeye giriş işlemleri                                                                                  Atatürk’ü ve Türk Devrimi’ni örnek aldğn

                Show” filmini görenler ne demek istediğimi daha  oldukça çabuk bitiyor. Dşar çktğmzda bizi                                                                                 açklayan bir devlet adamdr. 1957 ylnda

                iyi anlayacaklardr. Hepimiz, kendimize has bir     prl prl parlayan Afrika güneşi karşlyor. Hava                                                                          ülkesini bağmszlğna kavuşturuncaya kadar

                kubbenin altnda doğuyor, yaşyor ve ölüyoruz.      scaklğ yirmi derece civarnda, şahane bir bahar                                                                           uğraşan ve bunu başaran modern Tunus’un

                Yaşammz boyunca yaptğmz her yolculuk bu        havas sanki. Her ülkede olduğu gibi geleneksel                                                                              kurucusudur. “İslami yönetim” ve “dşardan

                kubbeyi büyütüyor ve dünyamz genişleterek         taksi pazarlğmz yapp, yirmi dolara anlaşp                                                                              kontrol edilen köktendinci çabalara” karş

                daha büyük bir alanda yaşamamz, adeta daha        yola çkyoruz. Yaklaşk yarm saat yolculuktan                                                                              ülkesini korumuş, ülkesindeki aşr İslamc

                rahat nefes almamz sağlyor.                      sonra Habib Burgiba Bulvar’ndaki otelimize                                                                                  akmlar destekleyen Sudan’la ilişkisini askya

                  Bu gözle baktğmda, yerinde duramayan,           geliyoruz.                                                                                                                   alarak, laikliğin kalesi haline getirmiştir. 2011

                                                                                                                                                                                                 ylnda yaşanan Arap Bahar’na kadar ülkenin

                sürekli yolculuklara çkan gezgin, seyyah gibi        Atatürk’ümüze hayranlğ ile bilinen, modern                                                                               devlet başkan olan ve Habib Burgiba’nn sağ

                sfatlar taktğmz insanlar daha iyi anlamaya     Tunus’un kurucusu Habib Burgiba’dan söz                                                                                      kolu konumundaki yardmcs Zeynel Abidin

                başlyorum. Bu insanlarn tek çabalarnn, altnda   etmeden geçmek olmaz. Atatürk için, “O’nun                                                                                  Bin Ali tarafndan başkanlktan indirilerek,

                yaşadklar kubbeyi büyütmek olduğunu geç de        ölmez eseri, egemenliklerini elde etmiş                                                                                      ölünceye kadar gözetim altnda tutulmuştur.

                olsa anladm. Bu insanlar biliyorlar ki yaptklar   milletlerin kaderlerine hükmedenler için şkl                                                                             Zeynel Abidin Bin Ali, daha sonralar yirmi üç

                her yolculuk nefes aldklar alan genişletmekte,   bir örnek ve bir ilham kaynağ olarak kalacaktr,”                                                                           yl ülkeyi bir diktatör gibi yönetmiş, kökten

                dünyalarn büyütmektedir. Yani, bu yolculuklar,    diyen Habib Burgiba, her frsatta Mustafa Kemal































































































               62  OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ  Şubat 2020

               62 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ

                                        Ocak 2020

              160  OPTİSYENİN SESİ Ağustos 2012                                                                                                                                                                         Ağustos 2012  OPTİSYENİN SESİ  161
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67