Page 84 - OPT-OCAK-2020

YOLNAME
yaşyor, yüzlerce keşişin dev borazanlar ve
davullarla yaptklar dualarn dinliyoruz.
Yönümüzü ülkenin Drepung ve Ganden
manastrlar ile birlikte en önemli üç
manastrndan biri olan Sera manastrna
çeviriyoruz. Sera “Yaban gülü bahçesi” demek.
Lhasa’nn kuzeyindeki Sera Manastr, Gelugpa
mezhepinin kurucusu Tsong Khapa’nn
müridi Jamchen Choje tarafndan 1419
ylnda kurulmuş. Manastr halen aktif olarak
rahip adaylarnn eğitildiği bir yer. Arkasna
yaslandğ dağda, kayalarn üstü Buda resimleri,
padme yazlar, rengârenk Buda bayraklar ile
sembolize edilmiş Buda’ya yönelik resimler
yaplmş. 5 temel elementi temsil eden dua
bayraklar dikkat çekiyor. Her kaya, her
köşe baş, her nokta bir ibadet yeri olarak iş
görüyor. İnsanlar, manastr çevreleyen bu dağn
çevresinde de dolaşarak tavaf ediyorlar ve sevap
kazandklarna inanyorlar.
Ağaçlarn altna yaylmş yüzlerce rahip
görüyoruz. Bir çeşit eğitim yapyorlar. Biri
kalkp diğerinin önüne gidiyor ve iki elini
84 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
80 84 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ Haziran 2015
Ocak 2020
Ocak 2020
karşsndaki rahibin burnunun ucunda birbirine
çarpyor. Bu hareket bir kez değil, defalarca
tekrarlanyor. Sinir olmak işten bile değil.
Sürekli ayn sorular soruyor, karşsndaki
rahibin Sabrn snyorlar.
Bir süre daha rahipleri izleyip, dönüş yoluna
çkyoruz. Bu günlük yeter diye düşünüyoruz.
Hava kararmaya ve soğumaya başlad. Hala
başm ağryor. Şehre dönüyor ve otelin
yaknlarnda bir lokantada karnmz doyuruyor
ve sabah daha sağlkl uyanmak umuduyla
günü bitiriyoruz.
Sabah bat usulü bir kahvaltdan sonra yine
yola düşüyoruz. Programmzda; Norbulingka
Park var. Kapsndan içeri adm attğmzda
cennetten bir köşe görüyoruz. Norbulingka
“Mücevherlerle süslenmiş bahçe” anlamna
geliyor. M.S. 1751 ylnda Dalai Lama’nn
yazlk evi olarak inşa edilmiş. Şu anda 40
hektarlk alanda Tibet tarz inşa edilmiş irili
ufakl 370 odadan oluşan bir saray kompleksi
buras. Her yer yemyeşil. Dünyada eşi benzeri
olmayan ağaçlar ve çiçeklerle süslenmiş. 1959
ylndan önce, soylu olmayanlarn girmesi “Mantra”larn fsldandğ, sessiz insanlar,
yasak olan bu yaplar kompleksi günümüzde sakin manastrlar, stupalar, uçsuz bucaksz
festival ve tatillerde halka açlyor. Halk renkli bozkrlar, Himalaya dağlarnn göz alabildiğine
kyafetleriyle buraya gelerek çadr kuruyor, uzanan manzaralarnn yan sra her yerden
yemekler yiyor, danslar edip, gece boyunca daha yüksekte olduğunuzu hissettiren havas
şarklar söyleyerek eğleniyorlar. ile hiç unutmayacağm. Bu ülkeye ve bu çilekeş
halka en iyi dileklerimi gönderiyor,
Şehre dönüyor, gezmediğimiz Tibet Müzesine
yöneliyoruz. Kalan zamanmz burada Gezenlere, Gezmek isteyenlere, Gezmesini
değerlendireceğiz. 1999 ylnda kurulan bilenlere bitmeyen yolculuklar diliyorum.
müzede tarih öncesine ait tüm giysiler, eşyalar,
araçlar, taklar, yak yününden yaplmş çadrlar,
yak derisinden yaplmş kanolar vs. sergileniyor.
Ertesi gün öğlene doğru Tibet’ten ayrlp,
bir başka yaznn konusu olacak, Çin’in
Yichang şehrinden nehir gemisine binerek,
Yangtze nehrinde yapacağmz 3 günlük nehir
yolculuğunun heyecan ile akşam yemeğini
otelimizde yiyor, erkenden günü bitiriyoruz.
Tibet halkn; yllardr süre gelen, bitmez,
tükenmez basklara direnen, aclarla
yoğrulmuş, çilekeş insanlar topluğu olarak
düşünmeden edemiyorum. İçimde tarifi zor
bir buruklukla uçağn penceresinden son
bir kez daha Lhasa’ya bakarken, kulaklara
Haziran 2015 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ 81