Page 75 - OPT-ŞUBAT-2020
P. 75

yuvas gibi oyarak ve toprağn taşyarak bir      olduğunu anlatyorlar. Çöl scağna karş bir
                   yaşam alan oluşturuyorlar. Duvarlar çamurla       nevi soğutucu görevi görüyor.
                   svanyor, sva kuruduktan sonra da kireçle          Bölge halk, toprağnn tuzlu olmas
                   boyannca ev hazr hale geliyor.
                                                                      nedeniyle dünyann en lezzetli hurmalarn
                    Matmata’ya veda edip çöle dalyoruz.              yetiştirmekle övünüyor. Gerçekten de şehre
                   Çevremizde hiçbir şey yok. Duz şehrine doğru       çok yakn bir bölgede, iki yüz bin ağaçlk bir
                   gidiyoruz. Uçsuz bucaksz çölü hissederek          hurma orman yetiştirmişler. Hurmalarn
                   uzun bir süre yol aldktan sonra artk             sulama plann da ünlü Arap matematikçisi
                   tamamen kurumuş olan tuz gölünün gözleri           İbn-Shabat yapmş.
                   yakan beyazlğ başlyor. Kum tepeciklerinin         Dar Saida Baya isimli otelimize yerleşiyoruz.
                   arkasndan yirmi-otuz develik bir kervan           Güzel bir otel. Çölün ortasnda bundan daha
                   geçiyor. Sanyorum yük kervan değil, deve         iyisi olamazd herhalde. Akşam otelde sohbet
                   yetiştiren bir Berberinin deve sürüsü olmal.      ederek geçireceğiz. Otelin barnda barmene,
                   Arabann CD çalarnda Emre Arac’nn, bir          “Tunuslular ne içer?” diye soruyorum, o da
                   Donizetti bestesi olan Aziziye marş çalyor ve    ülkeye ya da bölgeye has içkilerin hepsinden
                   sanki uzay boşluğunda gibi yol alyoruz. Bir       azar azar tattryor bize. Adna “celtia”
                   süre sonra Duz şehrinden geçerek, eskilerin        dedikleri Tunus biras ile başlayp, hurma
                   cennet olarak adlandrdklar Tozeur şehrine       likörü “thibarine”, incirden yaplan brandileri
                   giriyoruz. Açk renkli tuğlalar yatay şekilde     “Boukha” ve Palmiye özsuyundan yaplan
                   ve içeri, dşar olmak üzere girintili çkntl   “Laghmi” isimli içkilerinin tadna bakyoruz.
                   inşa edilmiş, desenli duvarlaryla ünlü yaplar    Tadmlklarn üstüne uyku bastryor,
                   dikkatimizden kaçmyor. Tuğlalarn böyle           odalarmza çkp, günlüğümü bile zar zor
                   döşenmesinin nedeninin, yüzeyi genişleterek        yazarak yatakta kayboluyorum.
                   binalarn daha kolay soğumasn sağlamak             Sabah, bu seyahatin en güzel kahvaltsn


                                                                                       Ocak 2020 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİOPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
                                                                                       Ocak 2020
                                                                                       Şubat 2020  OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ  75 75 75
                                                                                            Ağustos 2012  OPTİSYENİN SESİ  173
   70   71   72   73   74   75   76   77   78