Page 59 - OPT-AGUSTOS-2018
P. 59
ğu bir bölge. Her yerde İspanyol izleri var. Kalabalık caddelerden, yoğun trafik ve sıcaktan
Filipinliler, Filipino olarak adlandırdıkları bir dil bunalarak yola çıkıyoruz. Manila’yı ilk görenlerin
konuşuyorlar. İngilizce ve Filipino resmi dil. Ayrı- aklına hemen kaos gelecektir. Her biri trafik cana-
ca on iki büyük etnik dil de kullanılıyor. Filipino, varı olan gürültülü jeepney denilen, büyük cipler-
ispanyolca ağırlıklı bir dil. İçinde bir miktar Porte- den uzatılarak dolmuş gibi çalışan araçların tıkadığı
kizce ve Malay dilinden kelimeler de var. trafik, korna sesleri, çöp dolu, idrar kokan sokaklar,
yol kenarlarında yatan çıplak insanlar, dilenen ço-
cuklar, sokak satıcıları…
Jeepney denilen ve yolcu taşımasında kullandıkları
araçlar, 1940’larda Amerikalılardan kalan ciplerin,
gerektiğinde yanları açılabilen ve kamyonet gibi bir
araca dönüştürülmüş. Aynı bizdeki dolmuşlar gibi
çalışıyorlar. Bu araçlar o kadar tanınmış ki Filipin’in
sembollerinden biri olmuş. Tıpkı Bangkok’taki
tuk tuklar gibi. Rengârenk boyalı ve tamamen el
yapımı Jeepneylerin hiç biri diğerine benzemiyor.
Sahipleri hepsine ayrı ayrı isimler vermişler. Karşı-
lıklı oturma düzeniyle ortalama 18 kişi binebiliyor.
Üstelik çok ucuz. Taksim-Sarıyer mesafesindeki bir
yere 50 kuruşa gidebilirsiniz.
Hong Kong’ta gördüğüm binlerce Filipinlinin ne-
denini şimdi daha iyi anlıyorum. Dünyanın başka
ülkelerine en çok işçi gönderen bir ülke burası! 12
Milyondan fazla Filipinli başka ülkelerde çalışıyor.
Birçok ülkede hizmet sektörünün vazgeçilmez çalı-
şanları Filipinliler.
Yoksul yaşamlarından kurtulabilmek amacıyla köy-
lerinden ayrılıp, büyük umutlarla şehre sığınmış
insan yığınlarının yaşadığı bir şehir Manila. Birçok
Temmuz 2018 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ 59