Page 70 - OPT-OCAK-2020
P. 70

YOLNAME





                                                                  yüzde yirmisi etkileniyormuş bundan, o yüzde                            Lhasa, halk arasnda güneş şğ şehri olarak        Rahatsz ve huzursuz bir şekilde otelimize
             “Dünya bir kitaptr, gezmeyenler sadece bir          yirminin de yüzde doksan beşi birkaç gün içinde                         biliniyor. Gonggar Havaalan’nn şehre uzaklğ      geliyoruz. Dört yldzl Xin Ding Hotel.
             sayfasn okur” demiş St. Augustine. Yeni bir sayfa   atlatyormuş. Hastalk; Literatürde  “altitude                         60 kilometre. Havaalanndan çktğmzda             umduğumdan daha güzel bir otel. Tibet bizi
             okumak niyetindeyiz. Çin’in Chengdu şehrinden        sickness” olarak geçiyor.                                               yollarn güzelliği ve otobann bakm dikkatimizi    şaşrtmaya devam ediyor. Check-in işlemlerimizi
             kalkan China Eastern havayollarnn uçağ ile                                                                                çekiyor. Otoyol 4 gidiş 4 geliş. Bizim E5 köy yolu  yaparken, resepsiyon görevlisi çok fazla su
             geldiğimiz Tibet’in başkenti Lhasa, 3650 metre       3000 metreden itibaren dikkatli olmak gerekiyor.                        gibi kalr. Tibet’te hiç beklemediğimiz bir durum    içmemizi öğütlüyor. Günde 4-5 litre su
             ile dünyadaki en yüksek rakml şehir olarak         Hafif yemeli, içki, sigara içmemeli. Sorochi Pills                      bu. Şahane viyadükler, Geniş köprüler,  modern       tüketmemiz gerekiyormuş. Bunu başarabilirseniz
             kabul edilmiş ve dünyann çats unvan verilmiş.    denen bir tabletler var ama bir işe yaramadğ                          tüneller, dijital tabelalar, prl prl asfalt, tertemiz  baş ağrs hemen hemen hiç yaşamayacaksnz
                                                                  söyleniyor. Genel olarak baş ağrs, kusma,
             Uçağn kaps açlyor, içeri dolan serin hava       iştahszlk, halsizlik olmasna rağmen, daha                            yol çizgileri şaşrtyor bizi.                       diyor. Her odada hastane odalarndaki gibi
             hafifçe ürpermemize neden oluyor. Henüz              ileri aşamalarda ise el ve ayaklarda his kayb,                                                                              oksijen tüpleri var.
             uçağn merdivenlerinde yere ayak basamadan bir       uyuşmalar oluyor. Bu arada zaman zaman                                                                                       Yüksek rakml yerlerde insan vücudunun
             kadn yolcu fenalk geçiriyor ve öndeki yolcularn   ölenlerin olduğunu da belirtmeliyim. Daha                                                                                    değişen şartlara uyum sağlama süreci daha
             üzerine yklyor. Önce aşağ indirip, havaalannn   havaalannda oksijen tüplerinin satldğn                                                                                 tbbn tam olarak açklayabildiği bir şey değil
             soğuk zeminine yatrlyor. Telsizler çalşyor ve   görünce işin ciddiyetini anlyoruz.                                                                                          aslnda. Herkeste farkl etkilenmeler oluyor.
             acilen ambulans getirilip hastaneye doğru yola                                                                                                                                    Burun kanamas gibi belirtiler gösteren kişiler
             çkarlyor, benim hemen önümde bir başka yolcu      Tibet zor coğrafi koşullar içerdiğinden herkesin                                                                             acil oksijen desteği verilerek ilk uçakla geri
             daha fenalaşyor ama zar zor aşağya inebiliyor.     ziyaret edebileceği bir ülke değil. Başkent                                                                                  yollanyorlar. Ama çoğunlukla benim gibi
             Yere ayak basana kadar bu insanlara ne olduğunu      Lhasa’nn 3650 metre yükseklikte oluşu Tibet’e                                                                               halsizlik, baş ağrs ve vücudun gücünün
             anlamaya çalşyoruz. Birkaç adm sonra kalbim       gitmek isteyenlere fiziki zorluklar çkartyor.                                                                              düşmesinden doğan eklem ağrlar gibi gribal
             üç misli hzl çalşyor sanki. Kulaklarm çnlyor,   Bu sebeple yüksek tansiyon, astm, kalp                                                                                    belirtiler ve uykusuzluk yaşanyor.
             nefesim yetmiyor, oksijen az geliyor ve iki tam      rahatszlklar, kolesterol sorunlar, aşr kilo gibi
             gün sürecek müthiş bir baş ağrs başlyor.          rahatszlklarnz varsa ve aşr alkol ve sigara                                                                            Bu günümüz ziyan oldu. Hastaym ve yorgan-
                                                                  tüketiyorsanz riskiniz daha yüksek olacaktr. Yani                                                                          döşek yatyorum. Başm ortadan ikiye ayrlacak
             Gitmeden önce yükseklik hastalğn dair             kesinlikle Tibet’i aklnzdan çkartnz.                                                                                    sanki. İnternete bağlanp İstanbul’da ki bir doktor
             birçok şey okumuştum. Bir yerlerden aklmda                                                                                                                                       arkadaşma sorduktan sonra ağr kesici alyor ve
             kalmş; yüksek rakml yerler için söyleniyor.       Nihayet, yln 300 günü güneşli olduğu söylenen                                                                              şişelerle suyu bitirip, sabaha iyileşme umuduyla
             “Walk slowly,eat less and sleep alone”. Yani,        Lhasa’dayz. Üzerinde bulunduğu yaylaya sere                                                                                 yatağa gömülüyorum.
             yavaş yürü, az ye ve yalnz uyu! İnsanlarn          serpe yaylmş şehir, 1300 yl önce kurulmuş.
















































            70 OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
               OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ
           66 70  OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ Haziran 2015                                                                                                                                                          Haziran 2015  OPTİSYENİN SESİ E-DERGİ  67
                                      Ocak 2020
                                      Ocak 2020
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75